DEPREM BÖLGESİNDE GÖREV ALAN MADENCİLERE PLAKET VERDİ!

Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ekrem İmamoğlu Zonguldak’ta miting düzenledi. Kılıçdaroğlu konuşmasının sonunda deprem bölgesinde can siperhane çalışan maden işçilerine plaket taktım etti.

Kurban Bayramı’nda emeklilere 15 bin lira ikramiye sözünü tekrar eden Kılıçdaroğlu, “Parayı nereden bulacaksın diyorlar, devasa bir bütçemiz var. Herkese para var emekliye gelince nereden bulacaksın… 27,5 yılımı harcadım, bütçe nasıl yapılır, devletin ne olduğunu gayet iyi bilirim” diye konuştu.

‘YARADAN ÜMİDİNİ KESMİŞ BUNLARDAN’

Kürsüye ilk çıkan Ekrem İmamoğlu oldu. “Bizim en çılgın projemiz hak, hukuk, adalet olacak” diyen İmamoğlu şöyle konuştu:

“Susmuş bir Türkiye istemiyoruz. Konuşan bir Türkiye istiyoruz. Ben üç evlat babasıyım, üç evladımın sesinin bir gün bile kısılmasını kabul edemem. Çocuklarınızın seslerinin kısıldığı bir memleket ister misiniz? Herkes eşit ve muteber olacak. Ben de bu coğrafyanın bir evladıyım. Bu canım Türkiye’de ne zamandan gözünün içine bakıp, alnına bir cihaz tutup bir kişinin daha milliyetçi olduğu anlaşılıyor. Ya da ‘sen bana oy veriyorsan milliyetçi, oy vermiyorsan vatan haini.’ Hadi oradan! Sen kim oluyorsun vatan evladına hain diyorsun? Seçimde oy veriyorsa iktidara milli irade, oy vermiyorsa darbeci. Bunlar aklını yitirmiş. Beş senedir dua ediyorum Allah’ım akıl ver diye. Faydasız. Yaradan ümidini kesmiş bunlardan. Keşke biraz akıl zuhur etseydi. Etmedi.” 

KILIÇDAROĞLU: ZONGULDAK’A GELDİĞİMDE HEP BİR BURUKLUK HİSSEDERİM
İmamoğlu’nun ardından kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Zonguldak’a geldiğimde hep bir burukluk hissederim. Alın teri dökenlerin kenti, kara elmasın kenti diye düşünüyorum” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

SİZİN HAKKINIZI HER ORTAMDA SAVUNACAĞIM

Madenciler için dünya kadar şiirler, öyküler, romanlar yazıldı. Hayatını kaybedenlerin arkasından hep beraber gözyaşı döktük. Emekçilerin dediğimiz bir kentin yürüyüşünü unutmadık. Zonguldak bir emekliler kentine dönüştü. Madeni ta Güney Amerika’dan, Güney Afrika’dan getiriyorlar, dünyanın parasını ödüyorlar. Şu dağların altında kara elmas var, çalışmak isteyen binlerce kişi var. Aşamalı olarak 5 bin işçiyi alacağım. Yıllardır söz verdiler yapmadılar. 5 bin işçi sözü verdim, geldiler dediler ki 2 bin kişi alacağız. 2 bin alacağız diyenlerin üstünü kömürün karasıyla çizeceksiniz. 5 bin işçiyi alacağım diyenin yanına da bir kömür koyacaksınız, emeğin hakkı olarak. Sizin hakkınızı, hukukunuzu her ortamda savunacağım, gereğini yapacağım.

HERKESİN KAZANDIĞI TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMEK İÇİN YOLA ÇIKTIK

 Esnaf kardeşim de unutmasın. 5 bin işçi çalıştığında en çok esnaf da kazanmış olacak. Esnafı sahipsiz bırakmayacağız, onların da bakanlığını kuracağız. Herkesin kazandığı güzel bir Türkiye’yi inşa etmek için yola çıktık. Kadınların derdini ve sorunlarını da gayet iyi biliyorum. Türkiye’nin bir değişime ihtiyacı var. Türkiye’nin huzura, ayrışmaya, kavgaya değil, beraber olmaya ihtiyacı var. Her ilde, her mutfakta berekete ihtiyacı var. Güzel günler mutlaka gelecek. Köyler boşaldı. Söz verdim, bütün köy okullarını yeniden açacağız ve 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. Köyde öğretmen, ziraat mühendisi, veteriner olsun. Gencecik üniversiteyi bitirmiş insanlar işsiz. Köyde çalışsınlar, üretsinler. Bu işin kimseye zararı yok.

27,5 YILIMI HARCADIM, DEVLETİN NE OLDUĞUNU GAYET İYİ BİLİRİM

 Ne ezen ne ezilen, insanca hakça düzeni getireceğiz. Rahmetli Ecevit diyordu. Sözüm söz, Ramazan ve Kurban bayramlarında asgari ücret kadar emeklilere ikramiye vereceğiz. Kurban Bayramı’nda emekli kardeşim bankadaki hesabına bakacak, 15 bin liralık ikramiyesini görecek. Bay Kemal’in sözü. Bay Kemal sözünden dönmez. Parayı nereden bulacaksın diyorlar, devasa bir bütçemiz var. Paranın nereye harcanacağına siyasi iktidar karar verir. Herkese para var emekliye gelince nereden bulacaksın… 27,5 yılımı harcadım, bütçe nasıl yapılır, devletin ne olduğunu gayet iyi bilirim.”