reklam
reklam
Lens Medya Haber ALAPLI Ahşap yat imalatı projesine tepkiler sürüyor!

Ahşap yat imalatı projesine tepkiler sürüyor!

Zonguldak’ın Alaplı ilçesinde, Alaplı Çayı’nın taşkın alanı üzerine kurulmak istenen ahşap yat üretim tesisi kamuoyunda büyük tartışma yarattı.

Okunma Süresi: 3 dk

Ata mesleği olan ahşap tekne yapımının yaşatılmasına kimse karşı çıkmazken, projenin sel taşkın alanına kurulması ciddi çevresel ve güvenlik kaygılarını beraberinde getirdi.

ATA MESLEĞİ DESTEKLENİYOR AMA YER SEÇİMİ TARTIŞMALI

Alaplı’da “AYTEK Kooperatifi” adıyla kurulan birliğin amacı, ahşap tekne yapımını yeniden canlandırmak olarak açıklandı. Zonguldak kamuoyunun genelinde bu adım olumlu karşılandı. Ancak, kooperatifin tesis kurmayı planladığı alanın Alaplı Çayı’nın taşkın bölgesinde yer alması tepkilere neden oldu.
Yetkililer ve çevre köylüler, “Ahşap tekne üretimi elbette desteklenmeli, fakat sel sularının altında kalan bir arazide değil” diyerek projeye karşı çıktı.

HER GİRİŞİM TAŞKIN GEREKÇESİYLE DURDURULDU

Söz konusu alan, geçmişte de farklı yatırımcıların ilgisini çekti ancak her seferinde “taşkın alanı” gerekçesiyle projeler iptal edildi.
Kronolojik gelişmeler şu şekilde sıralanıyor:

  • Alaplı Belediyesi alanı bir dönem depo olarak kullandı, ancak sel suları tüm malzemeleri götürünce bölge terk edildi.
  • Bir yatırımcı elektrik santrali kurmak istedi, DSİ’nin taşkın uyarısı nedeniyle izin verilmedi.
  • Yat atölyesi girişimi ilk kez gündeme geldiğinde, Zonguldak Valiliği “taşkın alanı” gerekçesiyle projeyi onaylamadı.
  • Ardından Zonguldak İl Çevre Müdürlüğü aynı gerekçeyle ÇED sürecini iptal etti.
  • Çamlıbel Köyü sakinleri taşkın riski gerekçesiyle ÇED iptali için dava açtı, süreç hâlâ devam ediyor.
  • Zonguldak İl Genel Meclisi üyeleri, partiler üstü bir yaklaşımla ruhsat talebini oy birliğiyle reddetti.
    Bu karara rağmen, vali değişiminin ardından proje yeniden gündeme geldi.

DSİ’DEN AÇIK UYARI: “PROJE ALANI YAPILAŞMAYA UYGUN DEĞİL”

Devlet Su İşleri’nin (DSİ) İl Özel İdaresi’ne gönderdiği resmi yazılarda, proje alanının “sel taşkın sahasında bulunduğu ve yapılaşmaya uygun olmadığı” açıkça belirtiliyor.
Ayrıca DSİ, ÇED sürecinde sunduğu görüşte şu kritik uyarılara yer verdi:

  • Proje alanı taşkın bölgesindedir, olası bir selde oluşacak zararlardan DSİ sorumlu değildir.
  • Proje sahasından Alaplı’ya içme suyu taşıyan isale hattı geçmektedir; hattın 5 metre yakınına yapı yapılamaz.
  • Bölge ile Alaplı arasında köprü bulunmasına rağmen, ÇED dosyasında bu bilginin belirtilmediği tespit edilmiştir.
  • Haritalarda değişiklik yapılarak dere yatağının proje alanıymış gibi gösterildiği ileri sürülmektedir.

KÖYLÜLER VE ÇEVRECİLER ENDİŞELİ

Alaplı’nın Çamlıbel ve çevre köylerinde yaşayan vatandaşlar, her yıl yaşanan sel taşkınlarını hatırlatarak, “Bu alana yapılacak tesis, sadece kendi sınırlarını değil Alaplı şehir merkezini de tehlikeye atar” diyor.
Mollabey yolunun da proje içinde kalacağı belirtiliyor. DSİ’ye göre bu yol her selde sular altında kalmakta ve proje hayata geçerse sorun katlanarak büyüyecek.

SİYASİ PARTİLERDEN ORTAK HASSASİYET

Alaplı’daki tüm siyasi partiler, çevresel risk barındıran projelere karşı ortak bir duruş sergiledi. İl Genel Meclisi’nde tüm partilerin “hayır” oyu kullanması, bölge halkı tarafından “örnek birliktelik” olarak değerlendirildi.
Ancak projenin yeniden gündeme gelmesiyle birlikte, “ruhsat oylaması yapılmış” gibi bazı yerel basın organlarında çıkan haberler meclis üyeleri arasında rahatsızlık yarattı.

YAT SANAYİ BAHANESİYLE RANT MI HAZIRLANIYOR?

Yerel kaynaklar, projeyi savunan bazı isimlerin geçmişte orman kesim işleri ve taş ocağı ihalelerinde yer almış kişiler olduğunu, projenin “ata mesleği” kisvesi altında rant odaklı bir girişime dönüşmesinden endişe ettiklerini dile getiriyor.
Çamlıbel halkı ve çevre aktivistleri, “Tekne yapımına değil, yanlış yere kurulan tesise karşıyız” diyerek duruşlarını net şekilde ortaya koyuyor.

Ahşap tekne yapımı bölgenin tarihine ve kültürüne damga vurmuş bir meslek olarak yeniden canlandırılmalı; ancak doğayı, dereyi ve insan hayatını riske atmadan, uygun bir alan seçilerek yapılmalı.
DSİ raporları, mahkeme süreci ve meclis kararları ortadayken, sel taşkın alanına tesis kurmak “yatırım” değil “risk” olarak değerlendiriliyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *