Genç bir kadının evinde vahşice öldürülmesiyle başlayan ve uzun yıllar süren adalet arayışını konu alan eser, yalnızca bir cinayet dosyasını değil, aynı zamanda toplumun adalet beklentisini ve güven duygusunu da gözler önüne serdi.
Cinayetin işlendiği dönemde kentte büyük yankı uyandıran olay, soruşturma sürecinde Türkiye’de ilk kez kullanılan birçok yeni yöntemle dikkat çekmişti. Özellikle DNA delillerinin titizlikle toplanması ve bilimsel yöntemlerle analiz edilmesi, dosyanın aydınlatılmasında belirleyici rol oynamıştı. O dönem yürütülen kapsamlı çalışmalar sayesinde, cinayetin faili tespit edilmiş; yıllar süren yargılama sürecinin ardından sanık müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Kitapta, olayın ilk anından itibaren yürütülen soruşturmanın tüm aşamaları ayrıntılarıyla ele alındı. Delillerin toplanması, şüpheli profillerinin oluşturulması, teknik ve fiziki takip süreçleri ile adli makamlar arasındaki koordinasyon, sade ve anlaşılır bir dille okura aktarıldı. Eserde, soruşturma sürecinde karşılaşılan zorluklara, kamuoyunun baskısına ve adaletin sağlanması için verilen kararlı mücadeleye de geniş yer verildi.
Eserin yazarı Barış Pekince’nin, cinayetin işlendiği dönemde Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü olarak görev yapması, kitaba ayrı bir derinlik kazandırdı. Pekince, sahada bizzat tanıklık ettiği olayları ve soruşturma sürecinde yaşanan kritik anları, birinci elden aktardı. Bu durum, kitabı yalnızca bir anlatı değil; aynı zamanda önemli bir belge niteliğine de kavuşturdu.
Kitapta, cinayetin mağduru olan genç kadının yaşamına, geride kalan ailesinin yaşadığı büyük acıya ve yıllar süren adalet beklentisine de yer verildi. Toplumun vicdanında açılan yaranın, adaletin tecellisiyle nasıl bir nebze olsun hafiflediği, çarpıcı örneklerle anlatıldı.
Henüz baskı aşamasına gelmeden sınırlı sayıda kişi tarafından okunan eser, şimdi raflara çıkmaya hazırlanıyor. Okurlar, sayfalar arasında yalnızca bir cinayetin perde arkasını değil; aynı zamanda adaletin sabır, bilim ve kararlılıkla nasıl sağlandığını da bulacak. Zonguldak’ta yaşanan bu trajik olayın, toplumsal hafızada unutulmaması ve benzer acıların yaşanmaması adına önemli bir kaynak olması bekleniyor.