Türkiye Taşkömürü Kurumu'dan emekli olan maden işçisi olan ve aynı zamanda fotoğraf sanatçılığı yapan Alaaddin Kara koronavirüse yakalanan Kemal Soytürk arkadaşının çekmiş olduğu fotoğrafı paylaşarak onunla yaşadığı anıları anlattı.
İşte Aladdin Kara’nın o paylaşımı
Ah, Kemal’im ah!...
Biliyordum bu corono belasının sinsice çevremde dolaştığını. Biliyordum, ama bu kadar erken yüreğime ateş düşüreceğini nerden bileyim? Turan’ın haber vermesiyle acı haberini öğrendim. Dostlarımı arayıp, ölüm haberinin yalan olduğunu söylemelerini bekledim. Ama maalesef elimizden kayıp gitmişsin. Şaka yapmasını çok severdin, biliyorum ama bu şakan hiç olmadı. Ocakta gezerken yaptığın espriler anlattığın fıkralar aklıma geldi. En olmadık yerde, en sıkıntılı anlarda yaptığın esprilerin ile gönlümüzün yağını eritir, sinir boşalmalarına neden olurdun. Zor çalışma koşulları içinde gerilen insan ilişkilerini anında yumuşatır, yaşamı tiye alan bakış açınla olayı kapatırdın.
Asma işletmesinin vardiyalardaki elektrik servisi sorumluluğunu yıllardır sen taşıdın. Yüksek gerilim hatlarına yıldırım düşer, trafoya güvercin girer, ÇATES’de arıza olur, fırtına çıkar elektrik arızası olur. -170, -205, -320 katları arasında ekibinle birlikte koşturur dururdun. Sabah tertibinde amirlerine tertip verirken terleyen kafanı gazete kağıdıyla silerdik. Oysa arka cebinde havluya benzer kocaman bir mendilin olurdu. Biz de olayı yalandan yere olduğundan daha büyütüp, kafanda dökülen saçlarını sayardık. “Hep beni bulur bunlar, hep beni!” Der, şansızlığında dert yanardın. Üzerine fazla gelince, “Ocak çalışır, ben yatar; ocak yatar, ben çalışırım!” derdin.
Emekli olduğumda çarşıda yine önümü kesip beni güldürmüştün. Aramızda en eski arkadaşımız Durmuş’u çekiştirmiştik. Ben ondan önce emekli olacağım demiştin. Emekli olup olmamak arasında bir türlü karar veremediğinden fikrimi öğrenmek istiyordun. Bizim gibi olup da halen çalışan arkadaşlarımızın ekonomik sıkıntılarından dolayı çalıştıklarını, ekonomik sorunun yoksa emekli olup hayatını yaşaman gerektiğini söylemiştim. Ama olmadı işte, bu kez yıldırım elektrik tellerine değil de yaşamının ortasına düştü. Seninle yaşadığımız anıların ve güleç yüzlü ifadelerin bizimle birlikte yaşayacak. Huzur içinde uyu Kemal’im.